28 Ekim 2009 Çarşamba

ESKİ KÖYE YENİ ADET

Her yıl başı arifesinde çam ağacı kurma ve yılbaşını kutlama konusunda Hakan'la kısa ve net bir polemik sonrası kaderime küsüp İzmir'de geçirdiğim yılbaşıların bana bir ömür yeteceğine kanaat getirip susardım. Bu yılbaşı öncesi de kurtlarım kaynayıp dursun kendi kendime söz verdim konuyu açmamak üzerine. O hafta Berrin ablalara gittiğimizde konu geldi dolaştı yılbaşına kondu. Hakan ve ailesi babadan gördükleri üzere o gece herhangi bir kutlama yapmazlar, hatta tv deki eğlenceyi bile babadan çekine çekine izlerlermiş. Bu o kadar yer etmiş ki hepsine , aradan yıllar yılllaaarrrr geçmiş olsa da o gece hindi yada tavuk yiyecekleri varsa bile yememişler, hiç bir yerlere çıkmamışlar. Bu onlarda bir gelenek halini almış ve öyle de kalmış. Neyse bu hatıralar konuşulurken ben de İzmir'deki yılbaşılarımızı anlatım. Sizler kutlamasanız bile önemli değil o gece benim içimdeki havai fişeklerini kimse söndüremez dedim. Güldük, bol bol geyik yaptık. Yalnız bir ara Bekir Abi yılbaşı gecesine oraya davetli olduğumuzu ve hindi yenileceğini söyledi. Aman efendim bu geyik onlara nasıl geldiyse bir güldüler bir güldüler. Sizin anlayacağınız hindi fantezisi yaptılar kendi aralarında. Hakan ablasına korkuyla karışık bunun doğru olma ihtimalini sorduğunda aldığı yanıt eniştesinin dünya dursa ancak böyle birşey yapabileceği oldu da rahatladı. Neyse gelelim malum geceye. Maaile gittik yemeğe. Aman efendim bir sofra ki görmeyin. Annemin hazırladığı yılbaşı softası yanında çekirdek kalır. Herkes ilk defa yılbaşı gecesi dışarıya çıkmış olmanın şaşkınlığını üzerinden atamamışken bir de bu softayı görünce daha da afalladı. Yemekler geldi. Söylemesi ayıptır et. Hııı çok şaşılacak bir şey değil. Herkes bir ohh çekti. Ama her 10 dk. da bir Bekir abi sürprizin en sona saklandığını ve doymamamız gerektiği ikazında bulunuyordu. Ne olabilir? TAtlı falandır diye düşünülürken BOOMBAAA! Kocaman bir sini içerisinde içi pilavla doldurulmuş kocaman bir HİNDİ. ŞOOOKKKK! Herkesin yüzündeki ifadeyi ancak ben çözer, anlarım . Önce dondu kaldılar. Bekir Abi bu jestin bana yapıldığı açıklamasını yaparken hala donmuş duruyorlardı. TAbii önce ben atladım hindiye; madem ki benim şerefime. Kızımla ben koca bir butu indirdik mideye. Sabit düşüncelerin ve yargıların insan hayatlarını nasıl şekillendirdiğine çok yakından tanık olmuş oldum o gece. Yargılar çatır çatır kırıldı. Yılbaşı gecesi ilk defa dışarı çıkmanın vermiş olduğu tedirginlik, huzursuzluk, aidiyetsizlik, kötü beklenti yerini sıcaklığa bıraktı. Yılın son günü birlikte yenilen yemek her ne olursa olsun önemli olan "birlikte" olmaktı. İsa'nın doğum günü değil yeni başlanılacak yıla birlikteliğin vermiş olduğu güçle bezenerek "merhaba" demekti. Yemekler yenildi ve benim kocam gördü ki dünya tersine dönmedi. Yukarıdan taş yağmadı. Beklediği aksilikler doğmadı. Bu durumun hızıyla bir de annemlere telefon açıldı yeni yıl kutlandı. BAk bu kadarını beklemiyordum doğrusu ama o yemek ne kadar iyi hissettirdiki kendisini benim haberim olmadan bunu yaptı.2009'a bir önyargının kırılmış olması hissiyle girmiş olmak beni çooook rahatlattı ve mutlu eti. Bekir Abi'nin yaptığı şey atomun parçalanmasından daha zordu. O hem kendi yargısını hem de 40 yıldır gelen aile geleneğini yıkmış oldu. Ben ? Ben bu işe en çok sevinen taraf oldum tabii ki. En çok da büyümekte olan NİL adına.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...